TÜRK MODERNLEŞMESİ VE İKTİSADİ ZİHNİYET

Stok Kodu:
9786050605532
Boyut:
13,50*21,00
Sayfa Sayısı:
389
Basım Yeri:
ESKİŞEHİR
Baskı:
1
Basım Tarihi:
01-04-2021
Kapak Türü:
KARTON KAPAK
Kağıt Türü:
KİTAP KÂĞIDI
Dili:
Türkçe
%25 indirimli
120,00 TL
90,00 TL
Taksitli fiyat: 3 x 31,80 TL
Temin süresi 3 gündür.
9786050605532
362347
TÜRK MODERNLEŞMESİ VE İKTİSADİ ZİHNİYET
TÜRK MODERNLEŞMESİ VE İKTİSADİ ZİHNİYET
90.00

Son yüz yılda en çok dile getirilen yakınmalardan biri, Türkiye'nin milli burjuvazisini geliştiremediği, sermaye birikimini yapamadığı, sanayi devrimine katılamadığı ve nihayet sanayileşemeyip, ekonomik ve sosyal olarak gelişemediği üzerinedir. İktisaden gelişmiş ülkeler açısından pratik hayata bakılınca, bu tespit ve yakınmaların pek de abartılı olmadığı görülür. Burjuvazi, gelişme, sanayileşme, ilerleme… Bir diğer ifadeyle “modernleşme”. Batı'nın kendi içinde yarattığı bu kavramları kendimize uydurmaya, zihin kodlarımıza tercüme etmeye çalışıyoruz. Fakat bunu yaparken, ele aldığımız kavramları belli bir kıtada, belli tarihsel koşullarda gelişmiş parantez içinde kavramlar olarak anlamaya değil, genel geçer kavramlar olarak zihnimize dayatmaya çalışıyoruz. “Modernleşme” de hayatımıza giren büyülü kavramlardan biri. Türk Modernleşmesi, bizim ilk yenileşme hareketlerimizle birlikte başlayan bir süreçtir. Ancak ilk modernleşme çabalarından bugüne tartışılan şey, genellikle başarısızlık olarak kabul edilen gelişmelerin nedenleridir. Buna göre asıl neden bazen İslamiyet olarak görülmüş, bazen Osmanlı siyasi ve idari sistemi, bazen tarihi konjonktür, bazen dış güçler ilh… Sorunun ne olduğu konusunda bir uzlaşma olmasa da, sonuçları üzerinde herkes hemfikir. Bu noktada izaha muhtaç temel soru, neden bizde de Batılı muadillerinde olduğu gibi toplumu dönüştüren bir piyasa yapısı gelişmiyor, gelişemiyor sorusudur. Bu soru, yani Türkiye'nin de neden bir sanayi toplumu olamadığı sorusu, sadece bu neslin değil, bizden önceki bütün nesillerin de temel sorularından biri olduğu gibi, bu soruya cevap verme şekilleri de, aralarındaki ayrışmanın başlıca sebeplerinden birini teşkil etmektedir. O halde yapılması gereken nedir? Kendimize ait bir referans seti, bir bakış açısı oluşturamaz mıyız? Bütün bunları yapabilmek için, öyle anlaşılıyor ki, önce davranışlarımızı idare eden reel hakikati, zihniyet dünyamızın kodlarını aşikâr etmek, anlamak ve yorumlamak gerekiyor. Marifet, kendini bilmektir. Yapılması gereken ilk iş “olanı”, yani kendimizi tespit. Sonra da, olana/zihniyete tapınmak değil, olandan, yani olgudan hareketle yönümüzü tayin etmek.

Son yüz yılda en çok dile getirilen yakınmalardan biri, Türkiye'nin milli burjuvazisini geliştiremediği, sermaye birikimini yapamadığı, sanayi devrimine katılamadığı ve nihayet sanayileşemeyip, ekonomik ve sosyal olarak gelişemediği üzerinedir. İktisaden gelişmiş ülkeler açısından pratik hayata bakılınca, bu tespit ve yakınmaların pek de abartılı olmadığı görülür. Burjuvazi, gelişme, sanayileşme, ilerleme… Bir diğer ifadeyle “modernleşme”. Batı'nın kendi içinde yarattığı bu kavramları kendimize uydurmaya, zihin kodlarımıza tercüme etmeye çalışıyoruz. Fakat bunu yaparken, ele aldığımız kavramları belli bir kıtada, belli tarihsel koşullarda gelişmiş parantez içinde kavramlar olarak anlamaya değil, genel geçer kavramlar olarak zihnimize dayatmaya çalışıyoruz. “Modernleşme” de hayatımıza giren büyülü kavramlardan biri. Türk Modernleşmesi, bizim ilk yenileşme hareketlerimizle birlikte başlayan bir süreçtir. Ancak ilk modernleşme çabalarından bugüne tartışılan şey, genellikle başarısızlık olarak kabul edilen gelişmelerin nedenleridir. Buna göre asıl neden bazen İslamiyet olarak görülmüş, bazen Osmanlı siyasi ve idari sistemi, bazen tarihi konjonktür, bazen dış güçler ilh… Sorunun ne olduğu konusunda bir uzlaşma olmasa da, sonuçları üzerinde herkes hemfikir. Bu noktada izaha muhtaç temel soru, neden bizde de Batılı muadillerinde olduğu gibi toplumu dönüştüren bir piyasa yapısı gelişmiyor, gelişemiyor sorusudur. Bu soru, yani Türkiye'nin de neden bir sanayi toplumu olamadığı sorusu, sadece bu neslin değil, bizden önceki bütün nesillerin de temel sorularından biri olduğu gibi, bu soruya cevap verme şekilleri de, aralarındaki ayrışmanın başlıca sebeplerinden birini teşkil etmektedir. O halde yapılması gereken nedir? Kendimize ait bir referans seti, bir bakış açısı oluşturamaz mıyız? Bütün bunları yapabilmek için, öyle anlaşılıyor ki, önce davranışlarımızı idare eden reel hakikati, zihniyet dünyamızın kodlarını aşikâr etmek, anlamak ve yorumlamak gerekiyor. Marifet, kendini bilmektir. Yapılması gereken ilk iş “olanı”, yani kendimizi tespit. Sonra da, olana/zihniyete tapınmak değil, olandan, yani olgudan hareketle yönümüzü tayin etmek.

Axess Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 90,00    90,00   
2 46,80    93,60   
3 31,80    95,40   
QNB Finansbank Kartları
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 90,00    90,00   
2 46,80    93,60   
3 31,80    95,40   
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 90,00    90,00   
2 46,80    93,60   
3 31,80    95,40   
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 90,00    90,00   
2 46,80    93,60   
3 31,80    95,40   
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 90,00    90,00   
2 46,80    93,60   
3 31,80    95,40   
World Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 90,00    90,00   
2 46,80    93,60   
3 31,80    95,40   
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 90,00    90,00   
2 -    -   
3 -    -   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat